24 Nisan 2016 Pazar

Dr. Mehmet SARI MAKALE

Hepairin Sodyum ve %0,9 NaCI Zemininde Islak Kupa Terapisi Tekniği ve Örnek Vaka Serisi ile Kontrol Grubunun Tetik Noktalar Üzerinde Semptomları Giderici Etkisinin Araştırılması
Dr. Mehmet SARI
METEPOL Sağlık Hizmetleri,10800 Dursunbey Balıkesir
ÖZET
Islak kupa terapisi olarak bilinen hacamat işleminde epidermal kesilerin oluşturulup negatif basınca maruz bırakıldığı aşamada kesi alanlarında pıhtılaşmanın başlamasının önlenmesi ve kupalama süresi boyunca hacamatın filtrasyon , endotelial etkilerileri gibi etkilerini arttırmak amacıyla hepairin sodyum ve %0,9 NaCI zemininde ıslak kupa terapisi tekniği tasarlanmış ve 25-36 yaşları arasında erkek 22 hastada 3 aktif tetik noktaya uygulanmıştır. Kontrol grubu olarak 25-36 yaşları arasında 22 erkek hastaya da CPC yöntemi ile 3 aktif tetik noktalarına hacamat işlemi uygulanmıştır. Araştırmamız sonucunda yara iyileşmesi açısından her iki grup arasında bir fark gözlemlenmemiştir. Ancak semptomların gerilemesi açısından hepairin sodyum ve %0,9 NaCI zemininde zeminde yapılan hacamat tekniği daha anlamlı bulunmuştur.(p>0.05)
GİRİŞ
Kupa terapileri olarak bilinen geleneksel tedavi yöntemlerine (GTY) insanlık tarihindeki tıbbi uygulamalarda sıkça rastlanmaktadır. Günümüzde ise modern tıp araştırmacılarının ilgisini çeken kupa terapileri ve tedavi etkinlikleri sıkça araştırma konusu yapılmaktadır.
Kupa terapileri temel olarak 3 başlık altında incelenir.
1. Kuru Kupa Trapileri
2. Islak Kupa Terapileri
3. Herbal Kupa Terapileri
Kuru ve Herbal kupa terapileri Geleneksel Çin Tıbbı’nda sıkça uygulama alanı bulmaktadır. Islak kupa terapileri ise diğerlerine göre tedavi edici olarak daha çok kullanılmaktadır. Islak kupa terapisi İslamiyet’te sünnet bir işlemdir ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s)’ in yaptırılmasını önerdiği bir sağlık işlemidir.
Islak kupa terapileri dilimizde “hacamat” olarak anılmaktadır. Teknik olarak hacamat , cildin kan damarı içermeyen epidermis tabakasının maksimum 5mm boyunda aralıklı cilt insizyonları oluşturulup bu alanların belirli bir süre negatif basınca tabi tutulması işlemidir. Konu ile ilgili literatür taramalarında ıslak kupa terapisinin teknik olarak 2 şekilde uygulandığı görülmektedir.
1. Cupping Puncture Cupping (kupala – kesi – kupala) – CPC
2. PC (kesi- kupala) – PC
Yapılan araştırmalarda CPC yönteminin hasta ergonomisi ve hacamatın etkinliği açısından daha iyi olduğu gösterilmiştir.
Hacamat işleminin vücuttaki etkinliği 6 ana madde ile tanımlanabilir.
1. Filtrasyon fonksiyonu
2. İmmün sistem üzerine etkisi
3. Antiinflamatuar etkisi
4. Endotelial etkisi
5. Endokrin sistem üzerine etkisi
6. Kas – sinir kavşak etkisi
7. Lokal anestezik etkisi
Hacamatın fiziksel etki mekanizmaları ve arkadaşları tarafından yılında isimli makalede yayınlanmıştır. Mahmoud HS ve ekibi hacamatın filtrasyon etkisini açıkladıkları makalelerinde Taibah Teorisi adı altında bir mekanizma önermişlerdir. Sonradan kupa kanı üzerine yapılan araştırmalarda Taibah Teorisini destekler sonuçlar vermiştir.(3)
Ancak hacamatın tedavi edici en belirgin etkilerinin otoimmün hastalıklarda görülmesi araştırmaları immün sistem üzerine etkilerine yöneltmiştir. Imran Ahmad Malika ve ekibi psöriazisli hastalarda yaptıkları araştırmalarda cilt lezyonlarının belirgin hızda azaldığı ve atak süresinin uzadığını göstermişlerdir. (2)
Ayrıca hacamat tedavisinin etki süresi üzerine yapılan araştırmalardan en dikkat çekicisi ise Hekmatpou ve ekibinin 110 KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) hastası üzerine yaptığı araştırmadır. Hastaların hacamat öncesi ve hemen sonrası arterial SPO2 düzeyleri karşılaştırılmış fakat anlamlı bir sonuç bulunmamıştır. İşlem sonrası 6 ve 12.saatlerde ise arterial SPO2 ortalamalarının %88’den %94’lere kadar yükseldiği ve hastaların solunum sıkıntılarında belirgin rahatlama olduğu gösterilmiştir. Bu araştırma ile hacamatın kısa vadeli
etkilerinden çok uzun vadeli etkilerinin olduğu yönünde bir kanaat oluşturmuştur. (1)
Cildin epidermis tabakasında oluşturulan minimal insizyonların belirli süre negatif basınç altında tutulması immün sistemin uyarılmasına neden olmaktadır. Hacamatın immün sistem üzerine etkisi ve diğer mekanizmaları göz önüne alındığında günümüz tıbbında hem koruyucu tıp hem de tedaviye yardımcı tıp uygulaması olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
MATERYAL ve METOD
Hastalara yapılacak işlem ve komplikasyonları hakkında bilgi verilmiş ve verilerin bir araştırmada kullanılacağı konusunda yazılı onam alınmıştır.
500 cc 0.9 NACI steril çözeltisi içerisine 25.000 IU/5ml sodyum heparin içeren Nevparin (Mustafa Nevzat İlaç San.) ampul eklenmiştir.
Tekniğimizde 2-3-4-5-6-7 numara plastik kubbe tarzında siboblu kupalar kullanılmıştır.
Hacamat tekniği olarak CPC tekniği kullanılmıştır.
25-36 yaşları arasında trigger noktalarından en az 3 tanesi aktif olan 22 hastaya söz konusu trigger noktalarına CPC yöntemi temel alınarak heparin sodyum içeren çözeltiden ortalama 3-4cc/kupa oranında kullanılarak hacamat uygulanmıştır. Hastaların trigger noktaları sırt bölgesinde olduğu için heparinize sıvının insizyon alanına temas etmesi açısından hastalar yatay pozisyonda işleme alınmıştır. İşlemden hemen sonra 6.saatte,12.saatte ,24 saat ve 14 gün sonrasında tedavi değerlendirme anketi hastalara telefonla ulaşılarak doldurulmuştur.
Kontrol grubu olarak 25-36 yaşları arasında 22 hastaya CPC yöntemi ile en az 3 aktif trigger noktası olan hastaya 1 seans hacamat uygulanmıştır. İşlemden hemen sonra 6.saatte,12.saatte ,24 saat ve 14 gün sonrasında tedavi değerlendirme anketi hastalara telefonla ulaşılarak doldurulmuştur.
Heparinize sıvı zemininde CPC yöntemi ile hacamat uygulanan grup ile sadece CPC yöntemi uygulanan grup istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır.
TEDAVİ DEĞERLENDİRME ANKETİ
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
*Hacamat yaralarınız tam anlamıyla (hiç iz kalmadan) iyileşti mi?
*14. Gün soruldu.
SONUÇLAR
Kontrol ve deney grubundaki hastalara hacamat işlemi bitiminde, sonrasındaki 6,12 ve 24. Saatlerde temel 2 soruldu. 14.gün de ise hastalara 3.soru soruldu.
Soru 1 : Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
Soru 2: Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
Soru 3 : Hacamat yaralarınız tam anlamıyla (hiç iz kalmadan) iyileşti mi?
KONTROL GRUBU SONUÇLARI – CPC YÖNTEMİ
1. Hacamat seansından hemen sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
9
13
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
0
22
2. Hacamat seansından 6 saat sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
7
15
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
4
18
3. Hacamat seansından 12 saat sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
10
12
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
6
16
4. Hacamat seansından 24 saat sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
10
12
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
6
16
5. Hacamat seansından 14 gün sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
12
10
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
0
22
*Hacamat yaralarınız tam anlamıyla (hiç iz kalmadan) iyileşti mi?
20
2
DENEY GRUBU SONUÇLARI – Sodyum Heparin + %0.9 NACI çözeltisi zeminide CPC YÖNTEMİ
1. Hacamat seansından hemen sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
10
12
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
0
22
2. Hacamat seansından 6 saat sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
14
8
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
0
22
3. Hacamat seansından 12 saat sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
14
8
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
3
19
4. Hacamat seansından 24 saat sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
16
6
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
4
18
5. Hacamat seansından 14 gün sonra yapılan anket sonuçları
SORU
EVET
HAYIR
Hacamat yapılan ağrılı bölgelerinizde ağrınızda azalma oldu mu?
17
5
Hacamat sonrası herhangi bir yan etki oluştu mu?
0
18
*Hacamat yaralarınız tam anlamıyla (hiç iz kalmadan) iyileşti mi?
21
1
Sonuçlar istatistiksel olarak ki-kare testi ile değerlendirildi ve karşılaştırmalar anlamlı – anlamsız şeklinde ifade edildi.
Sorular
Hemen Sonra
6. saat
12. saat
24. saat
14.gün
Soru 1
p<0.05
p>0.05
p>0.05
p>0.05
p>0.05
Soru 2
p<0.05
p<0.05
p<0.05
p<0.05
p<0.05
Soru 3
p<0.05
Tablo : Sonuçların değerlendirilmesi
Hacamat sonrası her iki yöntem arasında yara iyileşmesi ve komplikasyon gelişmesi açısından anlamlı bir fark görülmemiştir.
Hacamat uygulaması sonrası ağrı hissi konusunda her iki grup arasında anlamlı bir fark görülmemiştir.
Hacamat uygulaması sonrasındaki 6-12-24.saat sonrasında CPC-Heparinize zeminde yapılan grupta kontrol grubuna göre ağrı hissi konusunda anlamlı bir azalma olmuştur. (p<0.05)
TARTIŞMA
Hacamatın etkilerini;
 Kısa süreli etkileri
 Orta vade etkileri
 Uzun süreli etkileri
Olarak 3 ana başlıkta inceleyebiliriz.
Araştırmamızda kullandığımız yöntemde epidermal kesi yüzeylerinin kupalanma süresi boyunca pıhtılaşmamasını sodyum heparinli çözelti ile sağladık. Bu yöntem ile yapılan hacamat seanslarının orta ve uzun vadede ağrı hissini azaltıcı etkisinin daha çok olduğunu gördük. Ancak hacamatın tıbbi prosedürleri ve yöntemleri konusunda birçok araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
KAYNAKLAR
1. Hekmatpou D, Moeini L, Haji-Nadali S. The effectiveness of wet cupping vs. venesection on arterial O2 saturation level of cigarette smokers: A randomized controlled clinical trial. Pak J Med Sci 2013;29(6):1349-1353.
2. Imran Ahmad Malika, , Sohail Akhterb, Mohammad Amjad Kamala, Treatment of psoriasis by using Hijamah: A case report , Saudi Journal of Biological Sciences Volume 22, Issue 1, January 2015, Pages 117–121
3. Mahmoud HS, Abou-El-Naga M, Omar NAA, El-Ghazzawy HA, Fathy YM, et al. (2013) Anatomical Sites for Practicing Wet Cupping Therapy (Al- Hijamah): In Light of Modern Medicine and Prophetic Medicine. Altern Integr Med 2: 138. doi: 10.4172/2327-5162.1000138

20 Nisan 2016 Çarşamba

Sorular ve Cevapları



Hacamat hakkında sıkca sorulan sorular …
1) hacamat yatıracam ama korkuyorum çok acıyormu?
cevap: hayır hacamat dışardan bakıldığında sanki çok korkulacak birşeymiş gibi gelsede aksine acısı olmayan bir tedavi yöntemidir bunu yakınlarınızdan yaptıran varsa sorabilirsiniz veya yaptırıp kendinizde görebilirsiniz.
2) hacamatın yan etkileri nelerdir?
cevap: hacamatın hiç bir yan etkisi olmayıp aksine şifası çok fazladır
3) hacamat yaptıracam yaptırmadan önce ne yapmam gerekli?
cevap:hacamat yaptırmadan önce fazla yemek yememiş olmanız gereklidir ne çok ac nede çok fazla tok olmanız gereklidir örneyin saat öglen 1 de hacamat yaptıracaksanız 11 de kahvaltınızı bitirmiş olmalısınız
4) hacamat kiraz yemeden önce yapılması gereklidir deniyor bunun hikmeti nedir acıklarmısınız.
cevap: kiraz yemeden önce denmesinin nedeni kiraz kanı sulandırdıgı için kan akışkanlıgı fazla olma ihtimalinden dolayıdır yoksa başka bir nedeni yoktur.
5) benim psikolejik rahatsızlıgım var hacamat bana iyi gelirmi
cevap: bize gelen hastaların sayısı o kadar çokki bu hastalıktan dolayı malesef günümüz şartları nedeniyle insanlar ruhsal bir çöküntü içersine giriyorlar allah.c.c hepimizin yardımcısı olsun inşallah evet bu hastalığı allahın izni ile hiç bir ilaç kullanmadan 3 veya 4 seansta % 80 % 90 oranlarda bu hastalığı allahın izni ile bu hacamat tedavisiyle iyileştiriyoruz bu konuda sizlere bir çok örnek gösterebilirim.
6) bende aşırı derecede yıllardan beri bir baş ağrısı bulunmakta hacamat tedavisiyle geçermi?
cevap: bu zamana kadar bize bu şikayetle gelen hastaların hepsinde
% 100 iyileşme saglanmıştır bazısında 1 senasta % 100 yüzlük sonuç elde edilmiştir bazısındada 2.seansta % 100 de yüzlük başarı elde edilmiştir.
7) bende panik atak var hacamat iyi gelirmi?
cevap: evet panik atak hastalarımızda ilk seansta % 50 başarı saglamaktayız iyileşme sürecini takip ederek 2 veya 3 seansta % 100 başarı elde etmekteyiz.
8) hacamat bağışıklık sistemini güçlendirirmi ben sürekli grip oluyorum
cevap: hacamat muazzam derecede bagışıklık sistemini güçlendirmekte öyleki hacamatı vucudun ilgili noktalarına yapılınca vucud birden bire bir harekete geçip muazzam bir derecede çökmüş olan bagışıklık sistemini tekrardan harakete geçirmektedir bunu akapunkturlada yapmaktadırlar ama bu hacamatın ilk önce sünnet derecesi vardır daha sonrada akapunkturdan daha fazla etkisi olmaktadır çünkü akapunktur sadece o noktaları uyarmaktadır ama hacamat hem vucuddaki sinir sistemlerini uyarmaktadır hemde vucudumuzda bulunan pıhtı yani işlevini yitirmiş olan kanı dışarı atmaktadır o nedenledirki hacamat akapunktur tedavisinden 70 kat daha etkili bir yöntemdir.
9)hacamat vesvese takıntı ve büyü gibi rahatsızlıklara faydası olurmu?
cevap: evet bu saymış oldugunuz rahatsızlıklara hacamatın büyük etkisi vardır özellikle kalp ve baş kısımlarından yapılan hacamat bu rahatsızlıklara muazzam derecede etki etmektedir bazı alimler baştan yapılan hacamatın 50 yıllık kökleşmiş olan sihir büyü gibi şeyleri def edildigi söylenmektedir.
10)kas ağrılarım var özellikle omuzlarımda yanma oluyor hacamat iyi gelirmi?
cevap: kas ağrılarının hepsini % de 100 lük bir oranla ilk seansta hacamat tedavisiyle iyileşmektedir bunun etkisini daha yapılır yapılmaz hissedebilirsiniz
11) sırt bölgemde aşırı derecede sivilceler bulunuyor hacamatla düzelirmi?
cevap: sırt bölümdeki sivilcelerin hacamat tedavisinden sonra iyileşme oranı hemen hemen ilk seansta % de 100 dür bu bazılarında 1 kaç seans sonrada görüle bilir hacamat yapıldıktan 1 2 hafta sonra muazzam derecede sırtınızdaki sivilcelerin iyileştigini göreceksiniz
12) eklem ağrıları ve romatizmalarda hacamatın etkileri nasıldır?
cevap: eklem ağrıları ve romatizmal hastalıklarda hacamatın etkileri şaşırılacak kadar etkilidir ama şunuda söylemek gereklidirki yaşı ilerlemiş kişilerde romatizmal hacamat tedavisinde çok yüksek sonuçlar alınmamaktadır ama genç kesimlerde bu tedavi çok iyi sonuçlar vermektedir
13) sünizit ve migren hastalarında hacamat nasıl bir sonuç vermektedir?
cevap: evet günümüz tıp’ı malesef bu hastalıklara sadece bir kaç ilaç verip geçiştirmektedir ve bu işlem sadece hastayı oyalamaktan başka birşey degildir evet hacamatla sinüzit ve migren hastalıkları olsun çok iyi sonuçlar alınmaktadır bu bazılarında % 50 ve % 100 gibi kişiye göre degişmektedir ve hastalığın derecesine göre degişmektedir sinüzit ve migrende ilk seansta etkilere görülmektedir ama 2 ve daha sonraki seanslarda çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır
14) normal kan vermekle hacamatın arasındaki fark nedir?
cevap: evet insanların en çok sormuş oldukları soru budur normal kan vermek atar damar ve toplar damarlardan gerçekleşmektedir bu işlem sadece oradan akan kan akışını temizlemektedir ama hacamatla yapılan işlem çok farklıdır hacamat kılcal damarlardan yapılmaktadır damarlarımız şöyle düşünürsek atar damar bir otoban gibi toplar damarda cadde gibidir ama kılcal damarlar çok dar sokaklar gibidir yani burada kan çok fazla hareket etmemektedir bu netice itibari ile oradaki kanlar işlemini yitirmekte ve kılcal damarlardaki kan hücreleri ölmektedir ingiliz kraliyet ailesi hastanesinin yapmış oldugu bir açıklamaya göre hastalıkların % 80 lik bir kısmı kılcal damarlardaki kan hücrelerinin işlevlerini yitirmiş olmalarındandır denilmektedir bu netice itibari ile kızılaya verilen kan ile hacamat arasında çok büyük farklılık vardır

Dinimizde Hacamat Tedavisi

Hacamat Nerdeyse Hazreti Adem (AS) ile başlamış olup bir çok peygamber zamanında değişik kavimlerde uygulanmıştır. Yazılı kaynaklara göre hacmat ın 5,000 yıllık geçmişte de uygulandığını biliyoruz.

İslamda ise Hacamat; Rasulallah Efendimize (sav) Mirac da Hacamat yaptırmanın önemi vurgulanarak ‘Ümmetine tavsiye olması’ melekler arzedildiği Hadis-i Şerfilerle sabitdir.

Bir hadis-i Şerifde Peygamber Efendimiz(s.a.v) buyuruyorki; ‘Sizin tedavi olmak için başvuracağınız en iyi çare Hacamattır’ (Hadis-i Şerif)

Abdullah b.Abbas(r.a) Şöyle demiştir:Peygamber Efendimiz(s.a.v) Miraç gecesinde meleklerden hangi topluluğa uğradımsa bana ‘ümmetine kan aldırmayı emret’ diye tavsiye ettiler.

Hacamat Rasulallah Efendimiz Muhammed Mustafa (SAV) sünneti, Cebrail A.S. nin tüm müminlere tavsiyesidir.

İlaçların en hayırlısı hacamat, müshil ve sülük takmaktır.” (Kenz’ul Umman, 28167)

Peygamber efendimiz (SAV) bizzat kendisi Ebu Taybe adında bir haccama hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp haccama ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: ”Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır.’‘ (Buhari,tıb 13; Müslim,musakat 62,63; Ebu Davut,nikah 26, tıp 3)

”Sizin tedavi olmak için baş vuracağınız en iyi çare hacamattır.” (Nesei)

Miraç gecesinde yanından geçtiği her bir melek grubunun Peygamberimize: ”Ümmetine hacamatı emret!” diye söylediğini Abdullah b. Abbas (RA) rivavet etmektedir. (Ali Nasif,et-Tac,III,203).

Hz. Peygamber (SAV) ihramlı iken hacamat yaptırmıştır. (Buhari,savm,22; Müslim,hac87,88)

”Balda ve hacamat olmakta şifa vardır.” (Buhari,tıp3) ”Hacamat,aklı artırır,hafızayı kuvvetlendirir.”(Hakim)

Ebu Kabşe el-Emmari (RA) anlatıyor: Peygamber (SAV) başından ve iki omuzu arasından hacamat olur ve ”Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez.” buyurmuştur. (Ebu Davut- İbn Mace)

”Baştan hacamat olmak,eğer sahibi niyet ederse, yedi derde şifadır: cüzzam, cinnet, baras, uyuklama, göz kararması, baş ve diş ağrılarına şifadır.” (Tabarani)

”Tedavi olduğunuz şeyler arasında şunlarda şifa vardır: Hacamat, bal şerbeti ve dağlama. Lakin ben dağlamayı sevmem.”(Buhari)

Ebu Kesbe el-Enmari radiyallahu anh anlatiyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam basindan ve iki omuzu arasından hacamat olur ve: “Kim bu kandan akitirsa, herhangi bir hastalik için, bir baska ilacla tedavi olmasa da zarar gormez!” buyururdu.” Ebu Davud, Tibb 4, (3859); Ibnu Mace, Tibb 21, (3484).

Muhammed (SAV) Efendimizin bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir Haccâm’a hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp haccâma ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: “Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır. (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır)”(Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3)

Muhammed bin Abdullah; her kim ayın on yedi on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırsa kan hücumundan dolayı meydana gelen bir çok hastalıklardan şifa bulur.’ buyurmuşlardır. E. Davud Tıp H. 3861; Tirmizi Tıp H. 2051

Resulullah (sav) buyurdular ki: “Haccam ne iyi kuldur; (fazla) kanı giderir, beli hafifletir, gözü parlatır.” İbnu Abbas der ki: “Resulullah (sav) Mi`rac gecesinde, meleklerden mürekkep bir cemaate her uğrayışında; “hacamat olmaya devam et! Ümmetine de hacamat olmalarını emret!” derlerdi.” Kütübi Sitte Hadis No 4016
İbn-i Abbas’Resulullah (sav) hacamat oldu ve haccama ücretini verdi. Eğer bu (hacamat ücreti) haram olsaydı vermezdi. Ayrıca efendisine konuştu, o da vergisini hafifletti.’

Resulullah (sav) ihramlı iken hacamat oldu (kan aldırdı). (Bu metin Sahiheyn`in metnidir.) Buhari merhumun bir diğer rivayetinde: “[Resulullah (sav)] oruçlu iken hacamat oldu” denir. Yine Buhari`nin bir diğer rivayetinde: “[Resulullah (sav) ihramlı iken çektiği ağrı sebebiyle başından hacamat oldu” denir. Bir diğer rivayette: “Şakika denen (başının ön kısmındaki) bir ağrı sebebiye, Lahyu Cemel adında Mekke yolu üzerindeki bir su başında, başının ortasından hacamat oldu” denir.

Resulullah (sav) buyurdular ki: “Haccam ne iyi kuldur; (fazla) kanı giderir, beli hafifletir, gözü parlatır.” İbnu Abbas der ki: “Resulullah (sav) Mi`rac gecesinde, meleklerden mürekkep bir cemaate her uğrayışında; “hacamat olmaya devam et! Ümmetine de hacamat olmalarını emret!” derlerdi.” Kütübi Sİtte Hadis No 4016

Resulullah (sav) buyurdular ki: “Şifa üç şeydedir: * Bal şerbeti. * Kan aldırma, * Ateşle dağlama. Ancak ümmetimi dağlamaktan menediyorum.” Bir rivayette: “Balda, hacamat olmada şifa vardır” demiştir. Kütübi Sİtte Hadis No 4002

Ebu Hind, Resulullah`ı bıngıldak kısmından hacamat etmişti. Aleyhissalatu vesselam: “Ey Beni Beyaza, Ebu Hind`i evlendirin, onunla evlenin!” buyurdu ve şunu ilave etti: “Eğer tedavi için başvurduğunuz şeylerin birinde hayır varsa bu hacamattır.” Hadis No 5662

Enes Bin Malik ‘Rivâyete göre, müşârün-ileyh demiştir ki: Ebû Taybe (Nâfi`) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`i hacamat etti de Resûlullah Ebû Taybe`ye bir sâ` (1040) dirhem hurma verilmesini emreyledi. (Bundan başka) Ebû Taybe`nin efendisi (Hârise oğulları) na da, te`diyesi meşrut vergisini hafifletmelerini emir buyurdu.

Hacamat Ve Psikoloji



Bu gün modern tıbbın dalı olan ‘pisikoloji’ nin temeli Etnik kökeni yahudi olan Sigmond Freud un zırvalarından başka bir şey değildir.
Eğer pisikoloji hak bir ilim olsaydı bugün ‘akıl'(!) hastaları bukadar çok olmaz, hastaları tedavi için beyine çok zararlı olan ‘deprasyon’ ilaçlarına gerek kalmazdı.
Depresiv ilaçların etkileri karaciğer tarafından temizlenmesi çok zor olduğu gibi beyinde çok değişik hasarlarada yol açmaktadır. Unutkanlık başta olmak üzere beynin vücuddaki bir çok organla olan iletişimini zayıflatmaktda uykusuzluk altına ıslatma, kabus türü rüyalar, güvensizlik gibi duygular ya artmasına vesile olmakda veya bu ilaç kullanan kişi canlı cenaze haline gelmekte, çevresi ile iletişimini tamamen koparmaktdadır.
Müslüman olan bir kişiye bir pisikoloğun verebileceği hiçbir şey yoktur.
Pisikolojinin tedavi şekli (la teşbih), evde var olan sivrisineği çekiçle veya balyoz ile öldürmeye çalışmaya benzer. Bir tane sivri sinek öldürürsün bir tane arkdadan gelir. Çekiç ve balyozun evde eşyalara verdiği zararda cabası.
Halbuki bataklık kurutulsa daha kalıcı tedavi sağlanır, ortada sivrisinek veya rahatsız edeici bir durumda kalmaz. bataklığın kurutulması ise Mürşidi kamil elinde nefis terbiyesi yolu başta olmak üzere zikirle dua ile hacamat ile bitkisel terkib ile ve hatta akupunktur ile mümkündür.
Hacamat; asabi, depresyona maruz, sitres altında çalışan kolay sinirlenen, işlerinde özel yaşantılarında kararsızlık ve endişe yaşayanlar için yerine ikamesi mümkün olmayan çok faydalı bir tedavi şeklidir.
Asabiyet beyne giden kan damarları tıkalı (tansiyon hastalarında) çok görürlür. Bu kişiler ortaya çıkan bu enerjiyi kontrolde zorlanmalrından dolayı enerjiyi kanalize edemeyince kızma ve sinirlenme oluşur. Hacamatla bu anında tedavi edilir. Ve tedavi kalıcı olduğu gibi hiç bir yan etkiside yokdur.
Pisikolojik hastalıklar diye tabir edilen işin aslı kişinin nefsinde bulunan bir rahatsızlığın dışa yansıması şeklinde tabir edebileceğimiz bir çok hastalıklara için hacamat ile tedavi en etkin yoldur.
Modern hayatda dışta normal gözüken hatta mimar mühendist, doktor gibi profosyenel olarak çalışan ve nefsi hasta olanların sayısı azımsanamayacak kadar çokdur. Bu nedenle biz istisnasız herkese hacamat yaptırmalarını tavsiye ediyoruz. Daha hacamat yaptırır yaptırmaz kendilerinde gerek pisikolojik gerekse fiziksel rahatlamayı anında hissedeceklerdir.

Hacamat Ve Migren

 

Migrende baş ağrısından önce ortaya çıkan prodrom aşaması, baş ağrısının hemen öncesinde oluşan aura aşaması, baş ağrısı aşaması, baş ağrısının düzelme evresi şeklinde dört bölüme ayrılabilir. Migren Teşhisi için mutlaka olması gereken bir evre bulunmamaktadır.
Hacamatla en iyi sonuç alınan hastalıkların başında migren gelmektedir.

Kökleşmiş migreni Söküp almaktadır. Çünkü migrenin rahatsızlık vermiş olduğu asıl bölge alın ve şakaklar değil enseden başlamakta ve yukarı doğru gelmektedir. Migrenin asıl sebebi Omurilik soğanı ve beyincik bölgesindeki kan özelliğini yitirmiş sıvıların o bölgeye rahatsızlık vermesidir.

Hacamat o bölgedeki kirlenmiş kanı temizlediği için hacamat migren tedavisinde kesin çözümdür.

Bir seans bile hacamat olduktan sonra ağır migrenlerde kesin çözüm olduğu defalarca tecrübe edilmiştir.

Ama bizim tavsiyemiz en az 3 seans tır.

NOT: iki seans arasında 1 ay olmalıdır.

Bayanlara Hacamat Ve Sülük Tedavisi


Türkiye de hacamat kavramı yeni yeni oluşmaya başladı. Erkeklere hacamat kolay bulunuyorken, Bayanlara hacamat yapan yetişmiş güvenilir haccame bulmak zor.
Bizlerde yıllardır Rize de verdiğimiz hizmeti burada da devam ettirerek, Elazığ Hacamat ve Sülük Tedavi Hizmeti vermeye başladık.
Sebeplere tevessül sizden, Şifa verene aracı olmak bizden, Şifa Allah’tan.Tlf: 05383603104

ÇOCUKLARDA HACAMAT TEDAVİSİNİN FAYDALARI



İranda kermenşah tıp fakültesinde 1 yaş üzeri 10 yaş altı 4 bin denek den 3 bin çocuğa hacamat yapılmış , diğer 1000 çocuğa hacamat yapılmamış ve aradaki fark şöyle gözlemlenmiştir;
1-Altına ıslatma problemleri olan çocuklarda %92 oranında başarı gözlemlenmiştir. Bunlardan %83 oranı tamamen altına ıslatmayı bırakmış, küçük bir oran ise çok az veya nadiren ıslatma huyu kalmıştır
2-Çocuklarda , yaşlarına göre daha olgun tavırlar sergiledikleri görülmüştür.
3-Çocuklarda ve ergenlerde konsantrasyonları artırıp, öğrenmeleri, zekâları ve hafızaları güçlendirmesi.
4-Daha güzel ve diri bir yüz, cilt ve saç kazandırır.
5- En önemlisi ailelerin sürekli şikayet ettiği huysuzluk diye tabir edilen sürekli mutsuz çocuklarda çok tesirlidir.
6-Ergenlikte cinsel yönden buluğa erme buhranını daha müteadil kılar ve sakin bir şekilde seyretmesini sağlar.
7-Hacamat yaptırdıktan sonra, hacamat yapılmayan çocuklara göre çok daha az soğuk algınlığına ve gribal enfeksiyon hastalıklarına yakalanıyor ve bağışıklık sistemleri güçleniyor. ( bu yetişkinler içinde geçerlidir.)
8- Hızlı büyüme, kısa boylu çocuklar boy ve kilo artışı hacamat yapılan çocuklarda daha olumlu farklar görülmektedir.
9- Huysuzluk, hareket bozuklukları, asabiyet, agresif ve ters hareketleri en aza inmektedir.
10- Kafadan ve kulak arkasından hacamat olan çocuklarda yaşıtlarına göre derse olan ilgileri ve öğrenme hızında çok fazla artış gözlemlenmiştir.
11-Yemeğe karşı iştahları artar.
10- Kardeşleri kıskanma veya oyuncakları paylaşmama gibi huysuzluklar tamamen kalktığı gözlemlenmiş, yaşlarına göre daha olgun tavırlar sergiledikleri görülmüştür…
11- Daha güzel ve mutlu bir yüz, cilt ve saç kazandırır.
12-Aklı, dikkati artırır.Ezberleyenin hafızasını kuvvetlendirir.
13-hacamat yaptıran kişiler zamanla iç dünyalarında kendileri ve yaradanla barışık, çevresi sosyal, arkadaşları tarafından aranan birisi haline gelir. bunun nedeni kaygı ve endişelerden arınmış herkes çevresine enerji ve huzur yayar. pozitif enerji de denilen dengeli, sukunet hali olur.
14-Hacamat yaptıranların analitik düşünme yetenekleri artar, hızlı ve doğru karar alma yetenekleri gelişir.
15-lenfatik (mikroplarlar savaşan lenf sistemi) ni harekete geçirir.
16-metobolizmayı düzenleyerek (hızlandırarak) bağışıklık sistemini güçlendirir. hacamat yaptıranlar daha az hastalıklara yakalanır, daha sağlıklı ve daha dinç görünüme sahip olurlar.
17-sağ ve sol beyin lobları daha etkin ve dengeli kullanılmaya başlanır.
hacamatın en fazla fayda gösteren ve tesir edeni çocuklara yapılanıdır.malezya endonezya gibi müslüman ülkelerde 45 günlük bebeklere dahi uygulandığı ve hacamat yapılan bebeklerde akıtılan 2-3 damla kan sonrası gece ağlama ve huysuzluk durumlarının kalktığını ve daha rahat uyuduklarını ,hastalıklardan kurtulduğunu belirten aileler çoktur. eskiden yeni doğan bebeğe kuyruk sokumdan hacamat yapılırdı. Hacamatla, doğumda oluşabilen beyin ödemlerini omurganın sıvı dola­şımına çekerek, beynin çalışmasına rahatlık sağlanırdı. Belki bu sebepten eski çocuklar, bugünkü çocuklara nazaran daha rahat uyurdu, uslu, saygılı ve akıllı olurlardı.
hacamat tek başına çocuklarda takriben 43 hastalığı kesin tedavi eder. (bu hastalıklardan bazılarının henüz kesin tedavisi bulunamamıştır). örneğin: sinüzit, alerji, iştahsızlık, gece altını ıslatma, boy kısalığı ve surattaki sivilceler gibi…
çocuklara ve ergenlere düzenli bir şekilde (ister hasta olsun ister olmasın) doğuştan gençliğe kadar hacamat yapılırsa kayda değer hiçbir ruhsal ve bedensel hastalığa yakalanmazlar. ömürlerinin sonuna kadar son derece sağlıklı ve dayanıklı bir şekilde yaşamak onlara güvence edilir. Sağlıklı çoçuklara takriben her altı ayda bir hasta çocuklara düzelinceye kadar hacamat yapılmalıdır.
imam caferi sadık (aleyhisselam) : “hacamat çocuklar için aynı ağacın koruyucusu gibidir.” diye buyurmuştur. onların sahip olduğu semavi ilimde göz önünde bulundurulursa; hacamatın gençler ve çocuklar üzerindeki ruhsal ve cismi açıdan ilerlemesi ve yükselmesinde yerinin ne kadar büyük olduğunu çok iyi anlarız.
bir hadis-i şerifde peygamber efendimiz(s.a.v) buyuruyorki; ‘sizin tedavi olmak için başvuracağınız en iyi çare sülük ve hacamattır’ (hadis-i şerif) (nesei)

Dr. Aidin Salih / 1-3-10 Günlük Açlık Oruçları



40 yaşından sonraki insanlar ve ibadetlerini yapan insanlar 5 yaşındaki çocuk gibi yemelidir. (250’gr dan 500 grama kadar) bundan daha fazla yenildiği zaman, fazla artıklar vücutta hastalık yapıyor. Vücut hastalıklarla değil yemeklerle uğraşıyor. O zaman sadece aç kalarak hastalıklardan kurtulabilinir. Çünkü vücut aç kaldığı zaman hasta hücreleri yemeye başlar. Yani hastalıkları kendisine yemek yapar. Kireçleri de eriterek kısmen kullanır, kısmen çıkarır.
Hasta insan aç kaldığı zaman vücut 1. gün 360 gr hasta hücreyi yiyor. Eğer açlık zamanında su içilmemiş olsa o zaman su bulmak için daha çok hasta hücreyi kullanıyor. 1 günde 1.5 kiloya kadar kullanıyor 3 günde 4.5 kilo, 3 günden sonra azalmaya başlıyor 6. günden sonra 350 gr en fazla 500 gr kullanıyor. Açlık ne kadar uzun sürse hasta hücreler daha azalıyor ve hastalıklar bitiyor. Hastalık bittiğinde oruçlu insanın iştahı çoğalıyor, hastalıklar bitmemiş olsa hiç iştahı olmuyor. Açlığa niyet edildiği zaman vücut niyete göre kendisini programlıyor. Vücudun programını bozmamak için niyeti bozmamak gereklidir. Bütün oruçlara başlamadan önceki akşam bağırsak boşaltıcı bir şeyin içilmesi gereklidir.
1 günlük oruç (36 saatlik oruç): Sahurda bir şey yenilmeden su ile (dua ile) oruca başlanır. İftarda da bir şey yenilmeden, su ile açılır. İhtiyaç olursa 1 yudumdan 3 yuduma kadar su içilebilir. İçmemek daha güzeldir. Ertesi sabah saat 10’da meyve suyu içilir, yarım saat sonra isterse tekrar içebilir. Yalnız çok yavaş içmek gerekir. Öğlen zeytinyağlı, limonlu tuzsuz salata yenir. Akşam hafif bir yemek yenir. 1 günlük oruca devam etmek isteyenler haftanın hep aynı günü mesela her pazartesi ara vermeden devam etmelidirler. Çocuklar ve gençler kendilerini hayat boyu hastalıklardan koruyabilmek için 1 günlük oruca devam etmelidirler. Yaşlılar gençler gibi hemen sağlıklarına kavuşamazlar, on günlük oruç da onlara ağır gelebilir. Onlar bütün temizlemeleri yaptıktan sonra, yavaş yavaş sıhhate kavuşmaları için 1 günlük oruca devam etmelidirler.
3 günlük oruç: İftar ve sahurda bir şey yenilmeden 3 gün arka arkaya tutulur. Hastalığı ağır olanlarda bu 3 günlük oruç 7 gün arayla 7 defa yapılır. Bütün hastalıklara, kanser dahi olsa çok büyük faydası vardır. Oruçların sonunda önce meyve suyu sonra meyve daha sonra sebze yenilerek yavaş yavaş normale dönülür. Hemen yemek yenilirse bağırsakta burkulma olabilir. Tehlikelidir.
10 günlük oruç: Tümör, ağır kemik hastalıkları, fıtık, kalp krizi ve beyin krizi geçirenlerin 10 gün aç kalmadan iyileşmesi zordur. Oruca başlamadan önceki akşam magnezyum sülfat içilir. Bağırsağın temiz olması lazımdır. Hiç bir şey yenilmeden, su da içilmeden 3 gün oruç tutulur. 3 günden sonra iftar ve sahurda istenildiği kadar su içilebilir. Günde 1 veya 3 defa soğuğa dönük ılık su ile gusül abdesti alınır. Ne abdest ne de içmek için sıcak su kullanılmamalıdır. 3 günden sonra farklı farklı ağrılar olabilir. Ateş, titreme, kusma, hepsi normaldir. Ve iyidir. Şeker düşebilir, tansiyon düşebilir vücut kendi durumuna göre ihtiyacı olanı ayarlıyor ona karışmak mümkün değildir.
11. gün sabah meyve suyu ile oruç açılır. Elma veya greyfurt suyu yarı yarıya suyla karıştırılıp akşama kadar içilir. Akşama yakın karışımın 4’te 3’ü meyve suyu olabilir.
12. gün meyve suyuyla beraber meyve yiyebilir.
13. gün Meyve suyu ve meyve ile beraber sebze yemeye başlayabilir. Akşama yakın yağsız ve tuzsuz, demlenmiş sebze (az su ve kısık ateşte pişirilmiş) ve yağsız, tuzsuz taze yapılmış salata yiyebilir,
14. gün ekmek, (kepekli ve bayat en güzeli mayasız) kavrulmamış ve rafine olunmamış zeytinyağı ve sarımsak yemeye başlayabilir.
15. gün Bal, yoğurt, pirinç, bulgurlu yemeye başlayabilir. Oruçtan sonra 10 gün sadece burada yazılanlar yenilmeli, Et, Yumurta, Peynir, Süt, Tuz, Şeker kesinlikle kullanılmamalıdır. 1 gram bile tuz alınsa insan çok şişebilir. Oruç tutarken 5. günden sonra büyük abdest simsiyah ve pis kokulu olabilir, kan pıhtılarına benzer, bu çok güzeldir ağır hastalarda zaten olması lazımdır. Bu pisliklerin iç kanamayla alakası yoktur. 10 günlük orucu, bütün temizlemeler yapıldıktan sonra, herkes bilhassa gençler hemen yapabilir. Acil hastalar ve çok ihtiyacı olanlar karaciğer temizlemeden hemen sonra başlayabilir. Bütün oruçların hiç bir tehlikesi yoktur. Hepsinin faydası çok büyüktür. Sadece gerektiği gibi yapmak, şartlarını bozmamak gereklidir.

Hastalıkların Esas Sebepleri


Fazla Yemek
“Yemek onlar için bir ceza, bir ağ, bir tuzak ve bir pranga olacaktır.” Hz. Davut (a.s.)
“Her hastalığın temelinde tokluk vardır.” Hz. Muhammed (s.a.v.)
“Çok yeme ağacı diken, hastalık meyvesi toplar” Atasözü
“Çok yeme ağacı”nın hastalık meyvelerini nasıl olgunlaştırdığına bakalım. Çok yemek yenildiğinde midenin daha çok enzime ihtiyacı olur. Enzim üretmek vücut için çok güçtür ve kıymetli maddeler gerektirir. Sağlıklı bir insanın midesi 200-250 gr. yemeğin birinci hazmını, besinlere ve kişinin hazım gücüne göre değişmekle beraber, 3-4 saat içinde kolayca gerçekleştirebilir. Bu miktarda yemeği hazmetmek için kalp zorlanmadan rahatça çalışacaktır. Bunun iki katı yemek yenildiğinde ise, yemeğin hazmedilmesi ve fazlalıkların kısmen depolanarak, kısmen çıkartılması için, kalbin dört-altı misli daha fazla çalışması gerekecektir. Bu işlem sadece kalbi değil, besinlerin hazmedilmesi, depolanması ve çıkartılmasıyla görevli diğer organları da yıpratır. Mesela, bir araba taşlı, bozuk ve dik bir yolda, düzgün yolda harcadığı yakıtın iki-üç katını harcar. Mesafe aynıdır fakat harcanan yakıt miktarı farklıdır. Devamlı zorlu çalışmadan harap olan motor gibi, insan kalbi de aşırı çalışmadan dolayı rızkını çabuk tüketir. Çünkü kalp atışları sayılıdır. Genç vücut, kuvvetli olduğu için, yemekleri hazmederek, fazlalıkları dışarı atabilir. Ancak zorlanma devam ettiği sürece, bu kuvvet tükenir, fazlalıkların giderek daha az atılmasıyla vücutta depolar oluşmaya, depolar dolduktan sonra da atıklar kan ile birlikte dolaşmaya başlar. Böylece kan ağırlaşır, dolaşımı yavaşlar. Ağırlaşan kan bu atıkları damarlarda biriktirmeye ve zamanla damarları tıkamaya başlar. Daralmış ve tıkanmış damarlardaki kan, organları yeterli derecede besleyemeyecek kadar azalır. Beslenemeyen organlar beyne “Açız!” uyarısı gönderirler, beyin de bu çağrıya cevap olarak iştahı çoğaltır. Bu, insanı daha çok yemeye zorlar. Yedikçe kandaki fazlalıklar ve damarlardaki tıkanıklıklar çoğalır. Kan daha da koyulaşır, dolayısıyla organların açlık hissi daha çok artar. Bu kısır döngü devam ederken insanlarda konsantrasyon, hafıza, düşünme, anlama ve öğrenme kabiliyetleri azalmaya, hastalıklar bir bir kendini göstermeye başlar. “Fikir uyur, hikmet ölür, organlar durur, insanî sıfatlar yavaş yavaş kaybolur.” Böylece, ‘Yemek onlar için bir ceza olacaktır” hikmeti zuhur eder. Bazı insanlar fazla yemenin bedelini aşırı şişmanlıkla ve beraberinde getirdiği hastalıklarla öderler. Bazıları da vardır ki, ne kadar yerse yesin, hep zayıf kalırlar. Bunlar kendi durumlarının şişmanlardan daha iyi olduğunu zannederler. Çoğu zaman onların durumu şişmanlardan daha tehlikeli olabilir. Çünkü fazlalıklardan oluşan atıklar, ilaçlar, toksinler ve katkı maddeleri şişmanların vücudundaki yağlarda depolanarak, organların tahrip olmasını kısmen de olsa önlenebilir. Ancak zayıfların, kan vasıtasıyla bütün vücutlarını dolaşan toksinler, hem ateş, öksürük, terleme, nezle, kusma, ishal, sivilce, çıban gibi yollarla dışarı atılırken bu ağır işlemler organlarını yıpratır hem de eklemlerde, kaslarda ve organlarda depolanarak, buralarda ağrıya, enfeksiyona, kistlere ve genetik değişimlere (mutasyonlara) sebep olur. Bu tip insanlar genelde sık hastalanan, sıkıntılı ve asabî insanlardır. Araf suresi 31. Ayette: “Yiyin-için, fakat israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez”, buyrulmuştur. Ancak Allah’tan korkmayı ve utanmayı unutan insanları artık bu ayet de etkilemiyor. Peygamberimiz (s.a.v.): “Sizin Allah’a en sevimli olanınız, yemesi en az ve bedenen en hafif olanınızdır.” “buyurmuştur. Bu söz özellikle günümüz insanının sağlığı için büyük önem taşımaktadır. Vücudumuzdaki sistemler yalnız doğal yiyecekleri kaldırabilir ve doğal besinleri sindirmekte hemen hemen hiç problem yaşamaz. Fakat sindirim sistemimiz ve bağışıklık sistemimiz, genetiği değiştirilmiş, gen teknolojisi ve nanoteknolojiyle üretilmiş ürünlerin belli bir miktarından fazlasına dayanamaz. Bu ürünlerden kaçınmak neredeyse imkansız hale geldiğinden sağlıklı kalmak için az yemek daha büyük bir zorunluluktur.
Karışık Yemek
Peygamberimiz (s.a.v.) süt ile balığı, ekşiyi, yumurtayı ve eti asla birlikte yemezdi. Tabiatınıza uymayan veya birbirine uygun olmayıp, hazmı için ayrı enzimler gerektiren yemekler karıştığında hazmolamadan çürür. Mesela, karbonhidratlar ile proteinler, süt ürünleri ile balık, birkaç inekten sağılarak karıştırılmış süt, karışık et (örneğin, aynı cinsten iki hayvanın karıştırılmış eti, bir hayvanın eti ile bir diğerinin yağı, dana ile tavuk eti veya aklınıza gelebilecek herhangi bir et kombinasyonu), balık ile et, karışık yağlar (örneğin, koyun ile tavuk yağı, katı yağ ile sıvı yağ) birbirlerine zıttır. Çünkü bunların parçalanabilmesi için ihtiyaç duyulan enzimler birbirine zıttır. Bu zıtlık, enzimlerin üretilmesine engel olur ya da üretilmiş enzimlerin birbirini yok etmesini sağlar ve yenen yemek hazmolmadan çürümeye başlar. Bu, midede saatler süren bir işlemdir ve bağırsaklarda da devam eder. Yemekten sonra kanda lökosit sayısı bu sebeple yükselir. Çürüme veya mayalanma sonucu oluşan zehirli ve asitli kalıntılar sinir hücrelerini doğrudan etkileyerek bağırsakların hareketini yavaşlatır. Kalıntılar yavaşlamış bağırsaklarda toplanarak, onları genişletir, cepler oluşturur. Bu ceplerde dışkısal taşlar meydana gelir ve orada yıllarca kalır. Zamanla bağırsak ağırlaşır, hareketi daha da yavaşlar ve kabızlık meydana gelir. Bağırsakların duvarları kanalizasyon boruları misali zehirli, yağlı atıklarla kaplanır. Bu noktadan sonra vücudun intoksikasyonu (toksinlerle dolması) hızla artmaya başlar. Vücut direncini kaybeder, halsizleşir, bağırsaklarda devamlı gaz oluşur, uyku ve tembellik artar. Çürümüş veya mayalanmış yemek artıkları bağırsağı zehirleyerek kana karışır. Bu atıklar kandan bütün organlara ve hücrelere yayılarak onları da zehirler, hastalıklara yol açar. Damarları tıkayıp, organ ve eklemlerde toplanır. Bu tıkanmış damarlarda akan koyu, ağır kan organları beslemekte yetersiz kalır. Ve yukarıda belirttiğimiz gibi, organlar “Açız!” diye çığlık atmaya başlarlar.
Sık Yemek
Hazmın tamamlanmasını beklemeden herhangi birşey yemek
Eski tabipler “Hastalık nedir?” sorusuna “Yediğini sindirmeden ikinci bir yemek yemektir”, diye cevap vermişlerdir.
Hastalıkların temel nedenlerinden biri de bir yemeğin üstüne başka bir yemek yemektir. Sindirim sistemi belli kurallarla çalışır. Bu kurallara göre, 200-250 gr. miktarında bir yemek, midede 3-4 saatte hazmolur ki buna birinci hazım denir. Yemeğin cinsine, miktarına ve ağırlığına göre birinci hazım süreci 6-10 saate kadar uzayabilir. Hazım tamamlanmadan ufacık birşey dahi yense, midenin hazım seyrini bozar. Bu bir lokma, önceki yemekle karıştığında hazmolamayacağı için mayalanmaya ve çürümeye başlar. Önceki yemeği de bozup çürüterek midede yanma, ekşime, gaz ve şişkinliğe sebep olur.
Aslında, ilk hazımdan değil, üçüncü hazımdan sonra yani, besin maddesi kandan hücrelere geçtikten sonra ikinci bir yemek yenebilir. Yani günde iki defa yemek insan için yeterlidir. İçme konusunda da hüküm aynıdır.
Günümüzde insanlar, özellikle kadın ve çocuklar, hayatlarının büyük kısmını sürekli çiğneyerek geçiriyorlar. Yolda yürürken, sokakta konuşurken, sinemada otururken veya ders çalışırken sürekli bir şeyler atıştırarak, vücutlarını çöplüğe çeviriyorlar. Peygamberimiz (s.a.v.) çoğu zaman aç ve susuz dururdu. Hatta üç gece arka arkaya karnını doyurduğu olmamıştır. “Geceleyin veya gündüzün ikişer defa yemek yemek illettir” ve ‘Tokken yemek hem hastalık, hem de haramdır”, buyurmuştur. O halde en önemli sağlık kuralı ve bütün hastalıklara deva olan yegâne ilaç iyice acıkmadan yememektir.
Birbirine Ters Yiyecekler Yemek
Et, yumurta, peynir gibi proteinli yiyecekler midede hazmı uzun süren besinlerdir. Tatlılar ve meyveler midede fazla kalmadan bağırsağa geçerek birinci hazmını burada tamamlar. Su ise midede vücut ısısına ulaştıktan sonra, doğrudan bağırsağa geçer. Demek ki, önce su, sonra birlikte yememek şartıyla meyve veya tatlı, sonra salata ve yemek yenmelidir, iki çeşit yemek yeniyorsa hafif ve sulu olanı ağır ve kuru olandan önce yemek tercih edilir. Önce yemek, sonra meyve veya tatlı yenirse, meyve veya tatlı hazmını tamamlamak için bağırsağa geçemez, midede mayalanır veya çürür ve gaz oluşturur. Kur’an-ı Kerim’de de bu tertibe riayet edilmiş, “beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.” (Vakıa: 20, 21) buyrularak et meyveden sonra takdim edilmiştir. Yine: “Ve size manna ve selva indirdik” (Bakara 57). Gördüğünüz gibi, burada da helva yani karbonhidrat (manna), bıldırcından yani proteinden (selva) önce gelir.
İbn-i Sina sabah ekmek yiyenlere, akşam et yemeyi tavsiye ederdi. Ekmek ve et arasındaki vakit dilimi bu kadar uzun olmalıdır. Ama mutlaka eti ekmek ile yemek isteyenler, ilk önce ekmeği et suyuna veya yemeğin sulu kısmına batırarak yemeli sonra eti ve sebzeyi yemelidir.
Yemekten sonra su içilirse, aynı şekilde su bağırsağa geçemez, midenin genişlemesine, mide asidinin sulanıp zayıflamasına, hazmın uzamasına, zorlaşmasına ve bozulmasına sebep olur. Yemek arasında su içmek de doğru değildir çünkü yemekte su içen, yemeği iyi çiğneyemez. Gerektiği kadar çiğnenmemiş yemek mideye, bağırsağa ve dalağa ağır zarar verir (“Az çiğneme” bölümüne bakınız).
Yemek yendikten 1,5-3 saat sonra su içmek daha uygundur. Zaten 1,5-3 saat sonra midenin hazım işlemi sona doğru yaklaşınca yani yemek ikinci hazma hazır hale gelince insanın su istemesi normaldir, su içmek için doğru olan zaman dilimi de budur. Araf suresi 31. Ayette: “…yiyin-için, fakat israf etmeyin …”buyrulmuştur. Bu ayette de “için” emri “yiyin” emrinden sonra gelir. Ancak yemek kuru ise o zaman çiğnenip yutulan her lokmadan sonra bir yudum su içmekte zarar yoktur. İsteyenler yemekten sonra birkaç küçük yudum su içebilirler.
Bekletilmiş ve Isıtılmış Yiyecekler Yemek
Taze sebze ve meyveler güneşten aldıkları enerjiyle doludur. Çiğ olarak yendiğinde vücuda çok enerji verirler ve hazımları kolaydır. Pişirilince güneşten aldıkları enerjiyi ve diri sularını tamamen kaybederek aslına yani toprağa ve minerallere dönmeye başlarlar. Suyunu kaybeden sebzenin miktarı azalır, içindeki mineral madde oranı ise artar. Çiğ olarak bir kilo ıspanağı kimse yiyemezken, bir kilo ıspanaktan pişirilmiş yemek kolaylıkla tüketilebilir. Bu mineral maddeler vücutta ağır kalıntı oluşturur ve bu kalıntı kaslarda, organlarda, damarlarda toplanarak onları sertleştirir. Bu sebeple pişmiş sebze yemeği yerine çiğ sebzeyi tercih etmek, pişmiş sebze yemeğini ise az miktarda yemek daha doğrudur.
Yemeği, piştikten sonra biraz soğutarak hemen yemek gerekir. Yemek insanı değil, insan yemeği hürmetle beklemelidir. Mikroplar beklemiş yemeklerin yapısını değiştirir. Yemekler ısıtıldığında ise yeni kimyasal bağlantılar oluştuğu için faydadan çok zararı vardır. Isıtılan yemeğin özü ve tadı değişir, hazmı ağır olur, hatta imkansızlaşır. Yarattığı elektromanyetik radyasyon sebebiyle mikrodalga fırınların kullanılması da sakıncalıdır. (“Su” bölümüne bakınız.)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) akşamdan kalan, ertesi gün ısıtılan yemeği asla yemezdi

Sülüğün Kireçlemede ki Etkisi




TİBBİ SÜLÜK TERAPİSİ İLE KİREÇLENME NASİL TEDAVİ EDİLİR ? Sülük, kireçlenme yani “Atroz”  olmuş eklemlere ve omurlara uygulandığında, kan emerek ayni zamanda da salgıladığı sıvı içerisinde bulunan  enzimlerini enjekte eder. Her enzimin farklı bir görevi vardı. Sülük Salyasının tedavi edici mucizesi HİRUDİN ve HİSTAMİN enzimi üzerine kurulmuştur. Hirudin kan sulandırıcı etkisi sayesinde tıkalı olan… damarların açılmasında oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Kroner arterlerin en uç noktalarına kadar nüfus eder ve o bölgeye kan yolu ile oksijen(O2)  taşınması yani hayat taşınmasına yardımcı olur. Hemen ardından   HİSTAMİN denilen canlı doku hormonu devreye girerek kılcal damarların en uç noktalara nüfus ederek aktifleştirir ve doku tahribatını onarmaya başlar. Nitekim sülük salyasında ancak yaşayabilen bu enzimler savaşmaya hazır donanımlı askerler gibidirler ve dondurulup muhafaza edilemezler. Ancak  canlı olan sülükten direkt olarak başka canlı bir ortam olan kana geçerek bu bağışıklığı insana kazandırmış olurlar.
KİREÇLENME; eklemlerde, özellikle boyun ve omur çevrelerinde kan dolaşım yetersizliğinden dolayı meydana gelen şiddetli ağrılardır. Sülük Salyasında bulunan hirudin ve histamin birebir kana ulaşarak dolaşımı aktif hale getirir. KİREÇLENME; eklemlerde, özellikle boyun ve omur çevrelerinde kan dolaşım yetersizliğinden dolayı meydana gelen şiddetli ağrılardır. Diz kireçlenmeleri; bölgeye yeterli kan …akışının olmaması ve laktik asit toksinlerinin bu bölgeye yerleşmesinden meydana gelir. Dizlerdeki kireçleme, diz kapağının altında bulunan kıkırdağın üzerindeki sinavyum adındaki kıkırdak ve zarının aşınmasından meydana gelir. Boyun ve sırt bölgelerindeki kireçlenmelerde, soğuktan kasılan kasların yeterli kan akışına izin vermemesinden, laktik asit ve toksin maddelerinin bu bölgede yerleşmesi ile ciddi ağrılara sebebiyet vermektedir.

Ağır Uyku ve Hacamat

Vücudda dolaşan kandaki toksik miktar yüksek olunca kan dolaşım hızı azalır. Kan dolaşım hızının azalmasıyla vücud hantallaşır ve kendini yorgun ve bitkin hisseder.

Genel olarak Karaciğer ve dalak meridyenleri ve organaları ile alakalı dır.

Ağır uyku rahatsızlığı diğer büyük nedenleri ise orta kulak sorunları olanlarda mevcuttur.

Hacamat damarda dolaşan kanı temizlemede arıtmada tedavi etmede modern tıp tabiri ile detox işleminde en büyük yardımcıdır.

Ağır uyku rahatsızlığı, uykuya doyamama problemlerinde Hacamat dan daha iyi bir tedavi yöntemi yoktur.

Seansların düzenli ve sistematik olması gereklidir.


 

Özellikle genç yaşta ve çocukluktan itibaren yaptırılan hacamatın faydaları sayılmayaak kadar çoktur.

Yaş ilerledikçe seans süreleride uzar!

Tedavi Şekli; İlk üç seans standart + standard dışı tarama hacamatı yapılır,

4üncü ve müteakip seasnların uygulama noktalara sadece kurs alan öğrencilere detaylı açıklanmıştır.

Hacamat seansları esnasında kişinin karaciğer ve bağırsak temizliği yapması tedavinin hızını ve faydasını artırır.

Çok uykuya müptela olanların daha çok su veya sıvı tüketmeleri ve az yemeleri çok faydalıdır

3 veya 5 günlük su orucu Çok uykuya düşükünlük problemine çok tesir eder.

Karaciğer ve bağırsak temizliği nasıl yapılır bunun için sitemizde anasayfada Sağlık Önerileri menüsünü tıklayıp görebilirsiniz.

Hacamat’ın Çakra Düzenleyici Etkisi

Çakra, (Sanskritçe kaynaklı bir kelime olup, Pali: chakka, Çince: Tibetçe: khorlo) tekerlek ya da dönüş anlamına gelir. İnsanda bulunan bu enerji merkezleri girdap şeklinde dönen enerji alanından oluştuğu için onlara bu isim verilmiştir.
Çakra, Hint Felsefesi ve bazı ilgili Asya kültürlerinde, insan vücudunda bulunan metafizikse! ve/veya biyofiziksel enerjinin bağlantı noktası olarak düşünülmüştür.
Aslında bedenimizde birçok önemli çakra olduğu düşünülmektedir: örneğin, avuçlar içinde, tabanlarda, diz kapaklarında, dirseklerde bulunan çakralar diğerlerine göre daha önemlidir. Ama ana çakra merkezleri vücudumuzda omurga boyunca sıralanmaktadır.
Hint felsefesine göre, insanın kafasının tepesinde pozitif bir akım varken omurga kemiğinin alt boğumunda, kuyruksokumunda, negatif bir akım bulunur. Bu iki “kutup”arasında dolaşan elektrik gücü “Yaşam’dır.
Bedenin, girdap olarak adlandırılan 7 ana enerji merkezi vardır. Bu yedi güç istasyonunun her biri bedenimizde hormon salgılayan bezlere karşılık gelir.
Bu bezeler hormon üretimini uyarırlar. Başka bir deyişle, fizik bedenimizdeki ismi ile hormon salgılayan iç salgı bezleri enerji bedenimizdeki çakralara karşılık gelirler.
Şimdi Bu 7 Temel Çakra’ları inceleyelim;
1. Muladhara Çakra (Kök Çakrası): Kuyruk sokumunda, üreme organları ve makat arasında bulunur (mul: kök; adhara:yer, mekân).
Etkilenen organlar: Cinsel organlar, kan, kemik, hücreler vb.
Etkilenen salgı bezi: Böbreküstü bezleri (adrenalin)
Renk: Kırmızı, dört taç yapraklı çakra.
Bu çakra İngilizce adı survival çakra olup; genelde hayatı boyunca hep maddiyata yönelmiş veya maddi sıkıntı içinde yaşamış insanlarda tıkalıdır.
2. Swadhistana Çakra: Göbeğin alt kısmındadır (swa: kendi; adhisthana: mekân)
Etkilenen organlar: Karaciğer, dalak, bağırsaklar, böbrekler, mesane, kan vb.
Etkilenen salgı bezi: Cinsel salgı bezleri Renk: Turuncu, altı taç yapraklı çakra.
3. Manipura Çakra (Göbek Çakrası): Göbeğin iki parmak üstündedir (mani: mücevher; pura: şehir).
Etkilenen organlar: Dalak, karaciğer, safra kesesi, sinir sistemi, Pankreas
Etkilenen salgı bezi: Pankreas Renk: Sarı, on taç yapraklı çakra
4. Anahata Çakra (Kalp Çakrası): Gövdenin ortasında, kalp yakınlarındadır.
(an: hayır; ahat: vuruş).
Etkilenen organlar: Kalp, ciğerler, kan dolaşımı.
Etkilenen salgı bezi: Timüs bezi Renk: Yeşil, on iki yapraklı çakra
5. Vishouddha Çakra (Boğaz Çakrası): Boğazın ortasındadır (vi: ötede; sho-uddha: arındırılmış).
Etkilenen organlar: Ense, boğaz vb.
Etkilenen salgı bezi: Troid ve paratroid bezleri Renk: Mavi, onaltı taç yapraklı çakra6. Anja Çakra (Alın Çakrası): Alnın gerisinde, iki kaşın ortasında, burun kökündedir (anja: kumanda eden).
Etkilenen organlar: Gözler, beyin
Etkilenen salgı bezi: Hipofiz bezi
Renk: İndigo (civit rengi); iki taç yapraklı çakra.
7. Sahasrara Çakra (Taç Çakrası): Kafatasının en üst noktasındadır (sahasra: bin; ra: taçyaprak).
Etkilenen organlar: Beyin, sinir sistemi Etkilenen salgı bezi: Epifiz bezi Renk: Mor, bin taç yapraklı çakra.
Hacamat ile hastalık tedavisini ilgilendiren üç önemli çarka mevcuttur. Bunlar sırasıyla taç çakra, kök çakra ve alın çakra’dır.
Taç çakra en önemli enerji iletim merkezi olup bu noktanın tıkanması kişinin ruhsal dengesinin bozar.
Çakralar enerjilerini düzenli kan dolaşımından alır. Bir diğer deyişle kan dolaşımı düzenli metobolizması düzgün çalışan kişilerin çakralarında daha az tıkanıklık olur.
Hacamat yaptıranların kan dolaşımı düzene girdiğinden dolayı enerjilerinin yükselmeside doğu tıbbına göre bu şekilde açıklanır.

Hacamat Nedir?



Hacamat Nedir?

Hacamat, deri altındaki birikmiş, damarda dolaşmayan, atıl kalmış, vücuda zararlı ve biriktiği noktada ilgili organa zarar veren pis kanın vücuttan dışarıya atılması işlemidir. Hacamat normal şartlarda damardan kan verme işlemi ile kıyaslanamaz. Kan verme işleminde vücudun kullandığı açık renkli temiz kan gider. Hacamatla alınan kan ise pıhtılaşmış, Jöle kıvamında, tamamen pis ve zararlı kandır. Bu pelteleşmiş pis kan; kan özelliğini tamamen yitirmiş, vücudun artık ve kullanmadığı, damarda dolaşmayan, toksik maddeler içeren bir özelliktedir.

Aynı zamanda hacamat; Kan fazlalığının vücutta meydana getirdiği rahatsızlıkları gidermek için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Kupa terapisi, vücudun belirli yerlerinden kan aldırmak suretiyle yapılır. Amaç sağlığı korumak ve çeşitli hastalıklardan kurtulmaktır. Tarihi milattan önceye dayanır. İslam tıbbında hacamatın yeri büyüktür.

Zira Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir kaç hadisinde hacamatın önemini belirtmiştir. Hacamatla alakalı Hadis-i Şerifleri başka bir bölümde nakledeceğiz inşallah.

Hacamat tedavisinin temel prensibi, uygun noktalardan pıhtılar ve toksik maddeler vakumlanarak; kılcal damarlardaki tıkanıklıkları açma ve kirli kanın temizlenmesi işlemidir. Bu şekilde o bölgedeki organlara kan akışı düzenlenerek, organın hastalığının düzelmesinde etkili olacak, temiz ve düzenli kan dolaşımı sağlanmış olacaktır. Hacamat çok hızlı tesir gösterir, çok etkilidir. Hiç bir yan etkisi yoktur.